Trump’ın Ukrayna’ya Sunduğu Tartışmalı Maden Anlaşması
Donald Trump yönetimi, Ukrayna ile planladığı yeni maden anlaşması nedeniyle uluslararası arenada büyük bir tartışma başlattı. 58 sayfalık taslak anlaşma, Rusya’nın 2022'de başlattığı işgalinden bu yana Ukrayna’ya verilen tüm ABD askeri ve insani yardımlarının eksiksiz geri ödenmesini istiyor. Tutar, faiziyle birlikte 120 milyar doları aşıyor. Masada duran şartlara bakıldığında, ABD'ye doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin yarısının aktarılması ve buna da %4 yıllık faiz eklenmesi isteniyor. Hükümler, ABD’nin onayı olmadan değiştirilemiyor ya da feshedilemiyor. Ukrayna için açık bir kazanç yok, yük ise devasa boyutta.
Anlaşmanın belki de en dikkat çekici maddesi, Ukrayna’nın ülkesindeki petrol, doğalgaz ve nadir toprak elementlerinden elde ettiği gelirin %50’sinin ABD’ye devrini zorunlu kılması. Yani milyarlarca dolarlık gelir, öncelikle Washington’a aktarılacak ve borçların kapanmasına kadar Ukrayna kendi kaynaklarından kâr elde edemeyecek. Sadece bu değil, anlaşma Ukrayna’ya rekabet halinde olan ülkelere –burada özellikle Avrupa Birliği kastediliyor– maden satışını da yasaklıyor. Bu durum, Ukrayna’nın AB üyeliği için anahtar olan enerji ve ticaret entegrasyonunu doğrudan tehdit ediyor.
Zelenskiy ve AB’den Sert Tepki: Ukrayna’nın Egemenliği Tehlikede mi?
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, baskıcı anlaşma şartlarını reddediyor. Şubat ayında Oval Ofis’teki bir görüşmede Trump, Zelenskiy’ye açıkça gözdağı verip yardım kesintilerini gündeme getirdi. Ukrayna yönetimi, anlaşmanın imzalanması halinde ülkenin egemenliğinin ve ekonomik geleceğinin tehlikeye atılacağını dile getiriyor. Önceki bir anlaşma taslağı, talep ettiği 500 milyar dolarlık dev borç nedeniyle reddedilmişti; fakat bu kez ‘ortak fon’ adı altında yeni bir yapı getirilse de, hükmetmek yine ABD’nin elinde olacak.
Bu süreçte, AB de ciddi şekilde kaygılı. Anlaşmanın mevcut hali, Ukrayna’nın Avrupa ile enerji ve ticaret ilişkilerine büyük engel çıkarıyor. AB diplomatları, bu tür kısıtlamaların Ukrayna'nın uyum sürecinde telafisi zor çatışmalara yol açacağını söylüyor. Avrupa ülkeleri, Trump’ın yöntemini ‘dayatma’ ve ‘sömürü’ şeklinde nitelendirirken, ABD hazinesinden gelen mesajlar anlaşmanın 26 Nisan 2025'te kesinleşmesi için hazırlıkların sürdüğü yönünde. Trump ise bir yandan Zelenskiy’yi barış müzakerelerinde Kremlin’le daha esnek olmamakla suçluyor, Kırım gibi kritik başlıklarda Ukrayna'nın tutumunu eleştiriyor.
Orta ve Doğu Avrupa’daki diplomatik çevrelerde konuşulanlara göre, Washington’un Ukrayna’ya böylesine ağır ve tek taraflı şartlar dayatması, sadece Kiev’in ulusal çıkarlarını değil, tüm bölgenin enerji ve güvenlik mimarisini de sarsabilir. Özellikle maden anlaşması gibi stratejik başlıklarda, Ukrayna’nın manevra alanının bu denli daralması, önümüzdeki dönemin ilişkilerinde kırılma yaratabilir.
Bir yorum Yaz