Marine Le Pen’e Tarihi Siyaset Yasağı: Ne Oldu?
Fransız siyasetinde uzun zamandır beklenen bir gelişme nihayet gerçekleşti. Marine Le Pen, 31 Mart 2025’te Paris’te yargılandığı davada Avrupa Birliği (AB) fonlarını yanlış kullanmaktan suçlu bulundu. 2004-2016 arasında, Avrupa Parlamentosu’ndan gelen yardım fonlarını partisi Ulusal Birlik’in (Rassemblement National) çalışanlarına aktardığı ortaya çıktı. Mahkeme, bu eylemini ciddi bir yolsuzluk vakası olarak değerlendirdi ve Le Pen’e derhal geçerli 5 yıl kamu görevi yasağı verdi. Siyaset arenasında bomba etkisi yaratan bu karar, gündeme damgasını vurdu.
Le Pen, karar okunmadan adliyeden ayrıldı. Destekçileri kararı haksız ve siyasi olarak nitelendirdi. Mahkemede Le Pen’in yanında olan genç siyasi varisi Jordan Bardella, Fransa’da demokrasinin "idam edildiğini" ileri sürdü. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán da sosyal medya üzerinden Le Pen’e desteğini duyurdu.
Le Pen’in Siyasi Geleceği Tehlikede
Fransa’nın siyasi dengelerinin değişebileceği işaretleri netleşiyor. Le Pen’in 2027’deki olası dördüncü cumhurbaşkanlığı adaylığı, bu kararla birlikte tamamen tehlikeye girdi. Le Pen de daha önce, böyle bir yasağın ‘siyasal ölüm’ anlamına geleceğini söylemişti. Kamu görevi yasağı 2030’a kadar sürecek. Bu da, yıllardır güçlenen Ulusal Birlik adlı partisinin liderliğinde ve stratejisinde büyük bir belirsizlik yaratıyor.
Le Pen, Pas-de-Calais bölgesindeki bölge meclisi üyeliğini bırakmak zorunda kalacak. Ancak Fransa’da milletvekillerinin görevden alınması sadece Anayasa Konseyi’nin yetkisinde olduğu için, Le Pen şu an için Ulusal Meclis’teki koltuğunu koruyacak. Bu da kamuya yasak gelmesine rağmen, milletvekilliğini hemen kaybetmeyeceği anlamına geliyor.
Kararın hemen uygulanmaya başlaması ise Fransa’da pek alışılmadık. 2023’te 16 binden fazla kamu görevinden men kararı alınırken, bunların yalnızca yüzde 4’e yakını doğrudan yürürlüğe girdi. Mahkeme, Le Pen’in suçun ciddiyetini kabul etmemesini, pişmanlık göstermemesini ve işin boyutunu gerekçe göstererek istisnai olarak acil uygulama kararı aldı.
Le Pen’in yasal mücadelesi ise bitmedi. Öncelikle Fransa Yargıtay’ı olan Cassation Mahkemesi’nde usul yönünden itiraz edecek. Ancak hukukçular bu sürecin belki de 2026’ya kadar uzayabileceğini söylüyor. Bu sırada sürecin hızlandırılması, siyasi isimlere tanınan ayrıcalık mı, yoksa tam tersine siyasi bir müdahale mi olduğu tartışılıyor. Eleştiriler, sıradan vatandaş davalarına göre çok daha çabuk işlem yapılmasının adaletin tarafsızlığına gölge düşürdüğüne dikkat çekiyor.
Kısacası, Fransa’da sağ popülizmin en güçlü ismine bir gecede gelen siyaset yasağı, hem Le Pen’in kariyerini hem de ülkenin siyasi gündemini kökünden sarsıyor. Önümüzdeki aylarda hem adliye koridorlarında hem de parti kulislerinde hareketlilik dinmeyecek gibi duruyor.
Bir yorum Yaz