Usain Bolt’un Olimpiyat Maratonunda Tek Tip Beslenme Stratejisi
Usain Bolt bir efsane mi? Elbette. Ama onun ilginç beslenme alışkanlıkları bu ünvanı bambaşka bir seviyeye taşıyor. 2008 Pekin Olimpiyatları’nda Jamaikalı yıldız, hafızalara kazınan madalyalarının arkasında tavuk nugget olduğunu söylesem, şaşırır mısınız? Toplamda yaklaşık 1.000 nugget yiyerek hem 100 metrede (9.69 saniye) hem de 200 metrede (19.30 saniye) dünya rekorları kırdı ve altın madalyaları cebine koydu.
Bu tercih tamamen spontane değildi. Bolt, yarışma öncesi yerel bir Çin yemeği denemiş ve midesi oldukça rahatsız olunca, güvenebileceği ve risk istemediği günlerde bilgi̇li bir karar aldı: Sadece bildiği ve sevdiği fast-food zincirinin nuggetlarını yiyecekti. Olimpiyat köyündeki McDonald’s’ın yolunu tuttu, menüsü her gün aynıydı. Hatta kendi itirafına göre, sadece ana yemek olarak değil, belki atıştırmalık, öğle ve akşam yemeği olarak da nugget tüketti.
Dünya Rekorları ve Sağlık Endişeleri
Bolt’un hikayesi bir anlamda sınırları zorluyor. Çünkü çocukluğundan beri skolyoz (omurga eğriliği) hastalığıyla mücadele eden birinin vücudunu bu kadar zor bir tempoda dengeleyebilmesi başlı başına ilginç. Bolt için esas kritik nokta, bilinmedik yeni tatlar yerine vücudunun verdiği tepkileri bildiği bir yiyeceğe sığınmaktı. Kısacası, Pekin’deki başarısının sırrı, belki de istikrardan ve tanıdık beslenmeden geliyordu.
Olimpiyatlardan önce ve sonra Bolt’un genel beslenmesi ise oldukça farklıydı. Normalde günlük 5.000 kaloriye yakın enerji alıyor, bunun %60’ı protein, %30’u karbonhidrat ve %10’u yağ şeklinde dengeliyordu. Ama yarışma döneminde bu denge tamamen bozuldu. Bol miktarda kızarmış, karbonhidrat ve protein kombinasyonunu nuggetlarda buldu.
Bazı sporcuların katı diyet kurallarıyla yaşadığı gerçeği bilinirken, Bolt’un tercihi hem şaşırtıcı hem de ayrık bir örnek. Altın madalya kazanırken, klasik sportif klişelerin dışına çıkabilmek bazen beklenmedik başarıların anahtarı oluyor demek mümkün.
- Pekin Olimpiyatları’nda neredeyse sadece McDonald's menüsüyle beslendi.
- Çocuklukta yaşadığı skolyoz nedeniyle vücudunu tanıyan bir sporcu olarak bilinmedik gıdalardan uzak durdu.
- Normal diyetinden tamamen farklı bir yaklaşımla yarışlarda tarihi başarıya ulaştı.
Usain Bolt’un bu sıra dışı hikayesi, bazen şampiyonluğun anahtarının ‘alışılmışın dışı’nda gizli olabileceğini bir kez daha gösterdi. Kim bilir, belki bir sonraki olimpiyat şampiyonunun da asıl sırrı mutfakta değil, McDonald’s’ta saklıdır?
Bir yorum Yaz