Bruce Parry'nin Geri Dönüşü: Ayahuasca’nın Derinlerine Yolculuk
BBC ekranlarında neredeyse yirmi yıl aradan sonra geri dönen Tribe belgeseli, Bruce Parry’nin yerli topluluklara olan ilgisine yeni bir soluk katıyor. İlk bölümde Parry, Kolombiya'daki Waihama kabilesi ile birlikte ayahuasca - yerel adıyla yagé - ritüeline katılıyor. Ayahuasca, Güney Amerika'nın Amazon halkları tarafından uzun zamandır kullanılan, yoğun halüsinasyonlar yaratan bir bitki karışımı. Parry, bu deneyimi 'güzel' olarak tarif ederken, törende kusan birçok kişinin varlığı izleyenleri oldukça şaşırttı. Ritüel sadece zihinsel değil, bedensel olarak da yıkıcı olabiliyor; kabilenin doğa ve atalarla bağını ayakta tutan en önemli unsurlardan biri olarak görülüyor.
Kabile üyelerinin doğaya yakınlığına hayran kalmamak elde değil. Jaguarlar gibi yırtıcı hayvanlar, onlar için şehirde karşımıza çıkan bir köpekten farksız. Doğal tehlikelerle iç içe yaşamak, kendilerini hem güçlendiriyor hem de doğayla tam anlamıyla bütünleşmelerini sağlıyor.
Güzellik ve Acı: Mucaba Kabilesinde Gelenekler
İlk bölümde öne çıkan bir diğer sahne, Angola’daki Mucaba kabilesinden 11 yaşındaki bir kız çocuğunun güzellik ritüeli oldu. Kızın alt dişleri, ellerine tutuşturulan bir taş yardımıyla kırılıyor. Bu uygulama, kabile kültüründe kabul gören ve güzellikle özdeşleşen bir gelenek. Parry, bu uygulamayı modern toplumdaki botoks ve estetik ameliyatlarla karşılaştırarak, acının ve estetiğin evrenselliğine dikkat çekiyor. Seyirci için ise bu görüntüler şaşırtıcı ve zaman zaman rahatsız edici olabiliyor.
Parry’nin yolculuğu sadece izlemekten ibaret değil. Angola'nın güneyinde bir kabile lideri için hediye olarak bir keçi öldürmek zorunda kalıyor. Boğarak can alan Parry, sonrasında 'Bir canlının hayatının avuçlarınızdan kayıp gitmesi çok tuhaf bir his' diyerek yaşadığı çelişkiyi paylaşıyor. Bu tür fiziksel ve psikolojik sınavlar, belgeselin izleyiciyle kurduğu samimi bağı güçlendiriyor.
Parry, kabilelerde kabul görmek ve güven kazanmak için sadece cesaret değil, saygı ve özveri gerektiğinin de altını çiziyor. Kendisini sadece gözlemci değil, topluluğun bir parçası haline getirmeye çalışıyor. Bu tavrı, belgeselin duygusal derinliğini artırıyor.
Belgeselde gösterilen canlı ve sorgulayıcı anlatım tarzı, izleyicilerden çok farklı tepkiler aldı. Bazıları, kabilelerin doğayla uyum içindeki yaşam tarzlarının modern dünyaya ilham verdiğini savunuyor; diğerleri ise ayahuasca sırasında kusma gibi sahnelere takılıp, abartılı buluyor. Parry ise bu eleştirilere soğukkanlı yaklaşıyor, çünkü ona göre Tribe'ın asıl amacı, uzak geleneklerden öğrenecek ne kadar çok şeyimiz olduğunu hatırlatmak: Özellikle de sürdürülebilirlik ve çevreyle barış içinde yaşama konularında... BBC iPlayer’da izleyicisini bekleyen seri, bu usta sunucunun sınır tanımayan merakını yeni nesile bir kez daha taşıyor.
Bir yorum Yaz