İtalya’nın kuzeyinde yer alan Torino, vizörlü mimarisi, çikolatalı pastaları ve tutkulu futbol atmosferiyle her gezgine bir şeyler sunar. İlk durağınızda şehrin kalbinde yürüyüş yapın; Piazza Castello ve Via Roma sizi bekliyor. Bu alanlar, barok sarayların gölgesinde modern kafelerle iç içe.
Torino’nun en ünlü simgesi, 18. yüzyıldan kalma Royal Palace (Palazzo Reale) ve ona bitişik Angelica Sütunudur. Saray içinde dolaşırken, eski kraliyet odalarını ve muhteşem bahçeleri görebilirsiniz. Ayrıca, Egyptian Museum (Mısır Müzesi) İtalya’nın en büyük koleksiyonuna ev sahipliği yapar; antik heykeller ve mumyalar tarih meraklıları için bir cennet.
San Salvario semti, genç ve dinamik bir atmosfer sunar. Duvar resimleri, canlı barlar ve uluslararası mutfaklar burada bir araya gelir. Özellikle akşamüstü bir espresso içip, Via Garibaldi’deki butik dükkanları gezmek, şehrin yerel ruhunu hissettirir.
Torino, "çikolata başkenti" olarak da bilinir; Gianduiotto ve Bicerin tatlılarıyla damaklarını şımartır. Şehirdeki pastanelerde, bu klasik İtalyan çikolatalarının tadına bakmadan dönmeyin. Ayrıca, Piedmont bölgesi ünlü şaraplarıyla ünlüdür; özellikle Barolo ve Barbaresco şaraplarını akşam yemeğiyle eşleştirmeniz harika bir deneyim olur.
Torino’da kesinlikle denemeniz gereken bir diğer lezzet Bagna Caudadır. Sarımsak ve ançüez sosuyla sunulan bu sıcak dip, sebzelerle yenildiğinde hem doyurucu hem de lezzetli bir atıştırmalıktır. Restoranlarda genellikle akşam menüsünün bir parçası olarak bulunur.
Futbol tutkunları için Torino, Torino FC ve Juventus gibi iki büyük kulübün paylaştığı bir şehirdir. Eğer bir maç izleme şansınız olursa, Stadio Olimpico Grande Torino’da ya da Juventus’un Allianz Stadium’unda coşku dolu anlar yaşayabilirsiniz. Maç öncesi bir kahve içip, yerel taraftarlarla sohbet etmek, şehrin spor kültürünü yakından hissetmenizi sağlar.
Ulaşım konusunda endişelenmeyin; Torino, toplu taşıma ağıyla oldukça rahat bir şehir. Tramvaylar ve otobüsler şehir merkezini kolayca birbirine bağlar. Ayrıca, trenle Milano ve Cenevre’ye iki saat içinde ulaşabilirsiniz; bu da Torino’yu kısa bir kaçamak için ideal kılar.
Şehri gezmek için en iyi zaman ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Hava ılık, kalabalıklar ise yaz aylarına göre daha azdır. Bu dönemlerde, şehirdeki parklar ve bahçeler en güzel renklerini gösterir; özellikle Parco del Valentino boyunca yürümek, Po Nehri manzarasıyla ruhunuzu dinlendirir.
Son olarak, Torino’da alışveriş de ayrı bir keyiftir. Via Roma’da lüks markalar, Via Garibaldi’de vintage dükkanlar ve Piazza San Carlo’da yerel el işi ürünleri bulabilirsiniz. Her köşede bir şeyler almak, seyahatinizi daha unutulmaz kılar.
Torino, tarih, lezzet ve sporun bir arada buluştuğu nadir şehirlerden biridir. Planınızı yapın, rahat bir ayakkabı giyin ve bu büyüleyici İtalyan şehrini keşfetmeye başlayın. Unutmayın, her sokak bir hikâye anlatır; sadece dinlemeye hazır olmanız yeterli.
Serie A’da Inter Milan ile Torino karşı karşıya geliyor. Her iki takım da 11 puanda, Inter son galibiyetlerle toparlandı. Torino ise deplasmanda yenilgi yaşamazken San Siro’daki kötü serisini kırmak istiyor. Maç öncesi kadro durumu, beklentiler ve skor tahmini haberimizde.